KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRALARINDA KİRAYA VERENDEN KAYNAKLANAN SEBEPLERLE SONA ERMESİ
BURCU ÖZER ASLAN
Adana/2020
GİRİŞ
Kira sözleşmesinin kiraya verenden sebeplerle sona ermesi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 350. ve 351. madde hükümlerinde düzenlenmiştir. Kira sözleşmesini; kiraya veren kendinden kaynaklanan nedenlerle tahliye edebilmesi için, kiralanan “taşınmazı kiralayanın eşi, alt ve üst soyu ve bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin kiralananı kullanma ihtiyaçlarının zorunluluğunun olması durumunda” taşınmazın tahliyesini dava yolu ile talep edebilir. Tahliye davası açılabilmesi için kiraya verene ek olarak yakınlarının da kullanma zorunluluğunun olması tahliye sebebi olarak kabul edilmektedir. Yine aynı şekilde kiralanan taşınmazın yeniden yapılması ve imarı nedeniyle kapsamlı bir onarımının ve kiralanan taşınmazın genişletilmesi veya değiştirilmesinin zorunlu olduğu ve bu onarım nedeniyle de kiralananın kullanılmasının mümkün olmaması halinde kiraya veren kiralanan taşınmazın tahliyesini dava yoluyla talep edebilir. Ancak kiraya verenin kiralanın tahliyesini isteyebilmesinin şartları kanunda belirtilmiştir. “belirli süreli kira sözleşmelerinde, kira süresinin sonunda, belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise genel hükümlere göre fesih bildirim dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyarak, fesih bildirim sürelerinden itibaren bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesi kapsamında” uygulama alanı bulmaktadır. Kiralananı sonradan edinen kişi ise, TBK.’nun 351. maddesi uyarınca, edinim tarihinden itibaren bir ay içerisinde kiralayana göndereceği yazılı bildirim sonrasında kira sözleşmesini altı ay sonra sona ermesini dava yoluyla talep edebilecektir. Ancak yeni malik iş bu hakkını talep edebilmesi için de; Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesinde belirtilen aynı kişiler ve kendisi için kiralananı kullanma zorunluluklarının bulunması gerekmektedir.
Yazının devamı için tıklayınız.